3.09.2012

Kaçık Mektup

Ne azlığımız, ne de çokluğunuz önemli olan. Önemli olan niyettir. Değil. Önemli olan ve değişmez olan eylem. Anladık, hepinizin kalbi temiz. Adamakıllı bir şey konuşamaz olduk. Farkına varacağınız günün önemi büyük. 

Ne diyordum? Neyse, biraz buraya döner misiniz acaba? Evet, hafif sola ve yukarı doğru bakın lütfen. Çok güzel oldu. Bu yüzünüze konuşmak istiyorum.

İki nokta arası en kısa mesafeye doğru denmez, doğru parçası denir. Doğru, sonsuza uzar ve sonsuza dek doğrudur. Peki, bizi noktalara hapseden bir özgürlük, ne kadar özgür?

Şey, karşımdan bakabilir misiniz bana? Sizi biraz karşıma almak istiyorum. Yanlış anlamayın lütfen, dostça bir karşıya alış bu. Yoksa size kardeşim deyip de voyvoda olmak gibi bir niyetim yok.
Son bir ricada daha bulunsam fazla ileri gitmiş olmam değil mi? Şu takiyenizden de vazgeçseniz nasıl olur?  Size pek inanamıyorum da. Hep bir geçiştiriliyormuşum hissi var üzerimde size dair. Oysa ben ne çok isterdim tükenmez kalemle yazdıklarımı silebilseniz.

Kişi başına düşen milli geliri bilmem, kişi başına düşen gayri meşru yüz sayısı artıyor. Lütfen bunun gerçek yüzünüz olduğunu söyleyin. Tek bir yüzünüz varsa size değer verebilirim. İki yüzü olanlar için sadece fiyatlar var elimde. Gerçi bu da arz-talep dengesi realistlere göre. Bu sene mal çok diyorlar, fiyatlar ucuz bundan mütevellit.

Nerde miyim? Ah, kendimde değilim sevgili yüzüm. İki kişiye iki yüz yeter, benimkini pek sevmiyorum. Yüzsüzüm sana. Bunu da mı bana söyleteceksin?

Dedem saatini ters takmıştı geçenlerde. Aklıma Bünyamin Düğme’nin Merak Celbeden Vaziyeti geldi. Dede, saatin tıklaması tek yönlü. Anılar organik olsa da, zaman inorganiktir, ağızda hep bir kireç tadı bırakır. 

Bir elimden fazlasını sayamıyorum aynı anda. Bir elim hep tetikte. Tedirginlik kötü şey. Para piyasalarındaki durgunluk için daha çok şey yapabilirsiniz, bu sorun değil. Devir değişti diyorlar, para mutluluk falan filan. Ben değişmedim de değişenin değişmemişe bakışının değiştiğini söylerken bir değişik oluyorum. Acil vaka değilsiniz, polikliniğe lütfen hafta içi, hem Dr. Emre Bey psikiyatride. Beyefendi tekliyorsunuz demişti. Tek elle ancak bu kadarmış galiba. Elimizde taşlarla.

Eşeğe tersten binenle önlüğü tersten giyen bilinir.

Ah, yakın zamanı yakın.

Zihin esnek bir yapı. Geçmişe saplandığı ölçüde gerginliği artıyor sahibinin gelecekte. Siz de bilirsiniz. Ben de eskidikçe sizi gerebilirim ya da eskiyi hatırlatıp yeniden gererim. Beraber geriliriz fena mı? İncelmeden koparız beraber. Şimdi durumlarımızı ayarlayalım. Hem belli mi olur, belki unuturuz ama aynı deliğe uğramaz yılan.

Kendi kıssalarımızdan hisse çıkarmadığımızdan, ne düşünüyorsunuz? #insanlığamerhaba.

Popülerlik rijiditesi insanlara hak etmedikleri makamlar, ünler ve dokunulmazlıklar veriyor. Ben de ne diyorum değil mi?

Dünyadan bahsedecek kadar dünyam yok. Özgür olmadığım için kendime mahpusum. Mahsus diyorum şekerim, yoksa hapishane içimizde.

Bırakalım da hayata gömleği hep arkadan yırttırtalım. Belki bu tırt hikâyemiz bir anlam bulur. Mânâlı mânâlı bakma öyle. Bakışlarla bulaşacak bir şey varsa, onu bilmiyorum.

Çetrefil E-Dergi 2. sayı'da yayınlanmıştır.