22.12.2017

Erik P.M. Vermeulen: Dijital Asırda Eğitim


Dijital Asırda Eğitim
Gelecek Nesil Vuku Bulacak Muammalara Karşı Nasıl Hazırlanır
-Erik P.M. Vermeulen

Bir üniversite profesörü ve beynelmilel bir müfredatın idarecisi olarak, yaz dönemi her daim derslerimin ve müfredat içeriğinin irdelenmesi için en iyi zaman olagelmiştir.

Eğitim gereçlerini öğrencilerle alakadar kılmak için düzenli olarak güncellerim. Yeni meseleleri öğretmek aynı zamanda beni de taze kılar, araştırmalarıma ve diğer yazınıma yardımcı olur.

Öğretmen/hoca olarak, öğrencilere en yeni eğilimlerin ve irfanın temininin sağlanmasından yükümlüyüm.

Fakat bu yıl bir şeyler farklı gibi.

Gerçekten daha elzem bir değişikliğin gerekli olduğunu kaniyim. En son değişikliklerin yansıtılması artık yeterli gelmiyor.

Bunun yerine gerekli olan şey ise eğitime bütünüyle yeni bir yaklaşım.

Neden?
Mevcut üniversite eğitimi durumuyla alakalı “memnuniyetsizlik” hissiyatım, teknolojinin üstel büyümesiyle tamamen ilintili. Daha önce de yazmış olduğum üzere, tecrübe etmekte olduğumuz şey “gerçekliğin dijital hâle getirilmesi”.

Bu, yeni teknolojilerin küresel ölçekte hızla yayılmasının sonucu. Şu an hepimiz hızlı tempolu, teknoloji odaklı sosyal değişim ile kimliklendirilmiş olan “dijital dünya” da yaşıyoruz.



Gelecek, muazzam fırsatlarla dolu olacak fakat aynı zamanda muazzam muammaların da dünyası olacak.


Böylesine bir muamma, eğitimciler için büyük zorluk oluşturuyor. Yeniliklerin mevcut temposu ve gittikçe kısalan yenilik döngüleriyle birlikte aşikar olarak görünen o ki, yeni teknolojiler nasıl yaşamakta ve çalışmakta olduğumuzu her açıdan değiştirmeye devam edecek.

Biteviye teknolojik yarılma, yeni normalimizdir. “Eski dünya” tasavvurları, modelleri, paradigmaları ve fikirleri artık geçerli olmayacak.

O halde, şu an öğrencilerimize ne öğretiyor olmalıyız?

Ne?
Öğretim, her zaman “geriye dönük” olma eğiliminde idi. Mâzinin mukim bilgisinin aktarılması, eğitime olan bütün yaklaşımımızın başlangıç noktasını oluştura gelmiştir.

Örneğin hukuk alanında, öğrenciler mevcut yasaları, düzenlemeleri ve davaları geleneksel bir şekilde analiz etmişlerdir. Mâlum kanı şu ki; eğer tarihsel gelişmeleri öğrenirseniz, gelecek problemleri, yeni duruma eski doktrin ve temayülleri uygulayarak çözebilecek durumda olacaksınız.

Benzer bir mantık başka alanlarda karşımıza çıkabilir. Örneğin MBA programları; iş bağlamında aynı yaklaşımları uygulayın.

Eğitimcinin sorumluluğu bu bilgiyi/içeriği aktarmaktı. Bilgi asimetrisi dünyasında öğrenci-öğretmen ilişkisi mecburen hiyerarşik bir ilişkiydi. Nihayetinde, öğretmen, bütün bilgiye sahipti.

Fakat bu model, sürekli devinim halindeki bir dünyaya uygunsuz duruyor. Eğer gelecek zaman, şimdikinden tamamen farklıysa, çok da alakalı olmayacak gibi görünen içeriğe odaklanmak pek de anlamlı değil.

Dahası, bilginin ulaşılmaya hazır bulunması öğretmenin bilgi avantajının daha da az öneme haiz olduğu anlamına geliyor.

Sonuç?
Eğitim daha ileri dönük ve yeteneğe dayalı olmalı.

O halde müstakbel nesli bilinmez gelecek sorunlarıyla uğraşmaları için nasıl hazırlarız?

Soruyor olmamız gereken soru bu. Programlarımızın ya da kurslarımızın içeriğini “güncellemek” artık gerçekten yeterli gelmiyor.

Teknoloji
Başlangıç olarak herkesin bilgisayarları, iletişim ağlarını, yapay zekayı ve büyük veriyi çevreleyen teknolojiyi teorik olarak daha iyi öğrenmesi gerekli. Pek çoğumuz için toplumsal değişimin altında yatan bu teknolojiler bir gizem olarak kalıyor ve bu bir sorun.

Eğitimin pek çok alanına pratik teknik bilginin entegre edilmesi gerekmekte. Kodlama ve veri analizi iyi bir başlama noktası olarak görünüyor.

Ancak, aynı zamanda emsalsiz değişimler dünyasında önemli olan diğer yetenek ve kapasiteleri de göz önüne almalıyız. Aşırı belirsiz koşullar altında doğru karar vermede gelecek kuşağa yardımcı olarak becerilerin geliştirilmesine odaklanılmalıdır.

İşte önemi olduğuna inandığım türden konulara bazı öneriler:

#1 — Yaratıcı Düşünce
Gelecek kuşak hızlı ve “kalıpların dışında” düşünebilmeli.

Karmaşık durumlara dinamik analiz ve çözüme kavuşturma becerisi, sunumlarda ya da video biçiminde, anahtar olacaktır.

#2 — Müteşebbislik
Gelecekte daha açık ve kuralların dışında organizasyonlar ve sosyal platformlar göreceğiz. Bu sebeple gelecek kuşağın daha üretken ve kendi kendini motive eden bir kuşak olması, yani bir “patron”/süpervizör onlara neyi ne yapmaları gerektiğini söylemeden bir yolunu bulabilecek bir nesil olmaları önemli.

Geleneksel anlamdaki “kariyer” konseptinin daha da az münasip olmasıyla beraber, doğru tarz hikaye anlatımı ile şahsi marka inşası önem kazanacak.

#3 — Takım Çalışması
Alışılmışın dışındaki çoğu organizasyon sıklıkla çeşitli ulusal ya da disipliner altyapılardan mevcut, yabancı kişilerden oluşan ekiplerle çalışmayı amaçlıyor.

Bir takım halinde çalışabilme yetisi için, yeni durumlara ve çalışma düzenlerine sürekli olarak adapte olabilmek elzem hale geliyor.

#4 — Etik
Geleceğin problemlerinden pek çoğu etik anlamda karmaşık olacak. Bu, özellikle robotik ve yapay zeka bağlamında doğru görünüyor.

Yine de bütün yeni teknolojiler zor etik meseleleri gündeme getirir. Öğretmenlerin değer katacakları bir başka mecra da öğrencilerin etik konusunda düşünme kapasitesinin inşası gibi duruyor.

#5 — Disiplinlerarası Öğrenme

Başlangıçta garip görünse de, son olarak disiplinlerarası ve çoklu-disiplinli çalışmaya açık olmamız gerek.

Örneğin —bu sadece kişisel bir görüş— , daha fazladan bir biyoloji malumatı genç neslin geleceğe ait mücadeleye hazır olmasına yardımcı olabilir.

Bu kısmen, iş dünyasında son değişimleri anlamak için gerekli olan biyoloji metaforlarına dair kendi tercihimin yansımasıdır. Başka bir yerde açık ve kapsayıcı bir “ekosistem” olarak Tesla üzerine yazmıştım. İnanıyorum ki “çevre” ve “evrim” dahilindeki metaforlar da benzer şekilde faydalıdır.

Fakat aynı zamanda bu da şu inancımı yansıtıyor ki; müstakbel büyük inovasyon dalgasının biyoloji alanında olması daha kuvvetle muhtemel ve sahanın bu bilgisi bir mükâfat olacaktır.

Elbette bu konuda yanılıyor olabilirim. Fakat şu temel düşünce kesinlikle doğrudur: genç neslin belirsiz geleceğe hazırlanmasına yalnızca çeşitli perspektiflere maruz kalmak yardımcı olabilir.

Nasıl?
Bu bizi nihai sorulara getirir:
Gelecek nesli nasıl eğitmeliyiz?
Dijital bir dünyada eğitimci olarak daha da etkili olabilmek için nasıl bir öğretim metodunu benimsemeliyiz?

Elbette bu yeni bir soru değil. Eğitimciler daima performanslarını nasıl arttırabileceklerine kafa yormaktadır. Hali hazırda bu meseleyle ilgili pek çok tartışma mevcut.

Fakat mevcut tartışmaların gereğinden fazlası aşırı basit görülüyor. Bilhassa “uzaktan öğrenim” ya da “çevrimiçi öğrenim” üzerindeki odaklanma eğilimi özellikle sorunlu görünüyor.

Her şeyi çevrimiçi hâle getirmenin her şeyi hallettiği fikri biraz safça gibi. Tabi ki aksi takdirde bilgi erişimine sahip olamayacak bazı topluluklar için bilgiye erişimi sağlayabilir ve bu aşikâren iyi bir şeydir. Ancak yine de böylesine bir yaklaşımın risklerinden haberdar olmalıyız.

https://youtu.be/BK0umdfCDbs

Özellikle, geleneksel öğretmen-öğrenci hiyerarşisini korur ve içeriğe odaklanır.

Bunun yerine, öğrencilerin daha yaratıcı ve girişimci olmaya mecbur bırakıldığı, daha sınırsız, daha kapsamlı öğrenme ortamları –Laboratuvarlar- oluşturmamız gerekiyor.

Öğrenciler ekip halinde çalışmaya ve muhtemel senaryolar hakkında ilişkili güçlük ve çözümleri göz önüne alarak düşünmeye zorlanmalıdır.

Bu minvalde, dijital asra ilişkin liyakat beslenebilir.

Öğrenci Beklentileri
Fakat belki de eğitime yaklaşımımızı değiştirmemiz için en güçlü argüman, bugün gençlerin beklentileri ve talepleri.

Bana aşikâr gözüken o ki “gelecek” nesil, eğitimden farklı bir şey bekliyor. Geleneksel yaklaşım onları düpedüz sıkıyor. İlgileri hemen kesiliyor. Telefonlarıyla oynamanın ya da sadece hep birlikte okuldan kaçmanın   cazibesi bir hayli güçlü.

“Aynı (hatta daha iyi) bilgiyi çevrimiçi alabiliyorsam neden sınıfa gitmeliyim?”

Sonuçta bugünün üniversiteye girenleri dijital bir dünyanın ortasına doğanlar. Onlar, internet öncesi asra dair hatırası olmayan bir kültüre ait. Tamamı ile dijital kültüre ve nispeten “zahmetsiz” imkânlar içine dalmışlar.

Üniversiteler için risk şu ki eğer bu yeni gerçekliğe uyum sağlamazlarsa “dinozorların” yolundan gidecekler. 

Farklı ve hızla değişen dünyaya yakışmayan hantal izbandutlar.
çeviri
Dualist Dergi sayı 2'de yayınlanmıştır.

1.09.2017

Erik Bellman: Yazım İcrâsının Sonu


Yazım İcrâsının Sonu:
Gelecek Milyarlarca Taşınabilir Aygıt 
Kullanıcısı Videoya ve Sese Bel Bağlayacak



Teknoloji şirketleri gelişmekte olan dünya için ürünleri tekrar düşünüyor; yeni galipler  ve mağluplar oluşturuyor.

Erik Bellman tarafından



İnternetin küresel yayılımı yeni bir safhaya duhul ediyor ve bu katiyetle son seferkine benzememekte.

Aramaları ve epostaları yazmak yerine, bir yeni gelenler haresi —“Gelecek Milyar,” teknoloji endüstrisi onlara böyle hitap ediyor— sesli komut kullanarak ve resimlerle iletişim kurarak metinden imtina ediyor. Bunlar dünyanın az eğitimlilerinin artakalanları, cazip fiyatlı akıllı telefonlar, ucuz tarifeler ve okuma yazma bilgisi fakirliğine rağmen kullanım kolaylığına önayak olan uygulamalar sağ olsun, ilk defa çevrimiçiler.

Mevcut teknoloji şirketleri, bu yeni gelenler için ürünlerini tekrar düşünmeleri ve yeni gelenleri daha tez elden idrak eden yerel rakiplerle yüzleşmelerinin zaruri olduğunu keşfediyor. Yeni dalgaya uyum sağlamaya çalışan Alphabet Inc.'in Google'ındaki grubun başında bulunan Caesar Sengupta,  “Yeni bir tür internet kullanıcısı görüyoruz.” diyor. “Yeni kullanıcılar ilk milyardan epey farklı.”

Megh Singh’in akıllı telefonuna bir bakış gelecek milyarın teknolojideki yeni galipleri ve mağlupları nasıl belirleyebileceğini sezdiriyor.

Bay Singh, 36, Yeni Delhi’de Hindistan’ın en büyük tren istasyonlarından birinde hamal olarak kafasında valiz taşıyarak günde 8$’dan az kazanıyor. Okumakla ya da klavye kullanmakla arası pek hoş değil. Bu onu tren sefer tarifesini kontrol etmekten, ailesine mesaj atmaktan ya da film indirmekten alıkoymuyor.

“E-postalar hakkında hiçbir şey bilmiyoruz, hatta nasıl gönderildiğini bile.” dedi henüz geçen yıl içinde çevrimiçi olan Bay Singh. “Yine de elimizden geldiğince internetin keyfini çıkarıyoruz.”

Bay Singh istasyon merdivenlerinin altında çömelmiş, istasyonun ücretsiz Wi-Fi erişimiyle, konuşma tanıması için telefonuna fısıldıyor. Basit bir şey, Sony’nin 4GB hafızalı bir modeli, 32GB’a kıyasla gelişmiş dünyada küçük olarak nitelendirilebilir.

Popüler Uygulamalar

Ekranında dünyanın en popüler uygulamalarından birkaçı -Google’ın araması, Facebook’un WhatsApp’ı- aynı zamanda da UC Browser, MX Player ve SHAREit dahil gelişmiş dünyaya yabancı, yavaş bağlantılar ve kıt hafıza depolamaya özel biçimlendirilmiş olan uygulamalar var.

Bu üç uygulama, uygulama izcisi App Annie’ye göre Amerika’da en çok 100 indirilen arasında değil, Hindistan’da Hazirandan beri 30 aydır ilk 10’da; Amerika’nın pek çok meşhur uygulaması Hindistan’da ilk 100’de değil.

Bay Singh'in telefonu, Hindistan'ın akıllı telefon pazarını Güney Kore'nin Samsung Electronics Co ve Hindistan'ın Micromax Informatics Ltd. gibi şirketlerin hemen hemen tekelleştiren telefonları gibi Google'ın Android işletim sistemini kullanıyor.

Aksine, pazar araştırma şirketi Kantar Wordpanel hesabıyla Apple Inc Hindistan’daki akıllı telefon piyasasının %3’üne sahip olarak ölçülüyor, çünkü Hindistan’da en ucuz iPhone 300$ üzerinde fiyat bulurken, Hindistan’da akıllı telefonların %90’ından fazlası bundan daha aza mâl oluyor.

Apple Inc., Hindistan stratejisine yorum getirmeyi reddetti. Geçen hafta bir analist ile yapılan görüşme esnasında Apple Başkan’ı Tim Cook Hindistan açısında çok çok muazzam iyimser olduklarını söyledi.

Kapan Alır

Bay Singh’inki gibi akıllı telefon manzaralarına Asya, Orta Doğu ve Afrika gibi kamyon dolusu az eğitimli insanın çevrimiçi hale gelmekte olduğu yerler boyunca rastlanıyor. UC Browser Endonezya ve yemen gibi ülkelerde en çok indirilen uygulama. SHAREit İran ve Güney Afrika’da popüler. MX Player ise Bangladeş, Umman ve Kamboçya’da büyük.

Gelişmekte olan piyasalardaki tüketici alışkanlıklarını analiz eden bir danışmanlık şirketi olan Studio D Radiodurans’ın kurucusu Jan Chipchase “Bunlar yeni müşteriler olduğundan mütevellit, kapanın elinde kalır.” dedi. “Bu bozulma için bir potansiyel.”

Para Yetirilebilir Net

Ücret savaşı sağ olsun bu yıl daha çok Hintli topluca çevrimiçi hâle geliyor. Reliance Jio Infocomm Ltd. –Hintli bir milyarder tarafından desteklenen yeni bir telefon servisi- yeni müşterileri internet ağına getirmeyi hedefleyerek geçtiğimiz eylül ayından başlayarak altı ay süreyle ücretsiz limitsiz 4G data hızı teklif etti. Bu teklif rakipleri de fiyatlarda kesinti yapmaya zorladı. Hücresel Operatörler Birliği Başkanı Rajan Mathews, Hindistan’da kişi başına aylık veri kullanımı yarım gigabayttan düşük bir miktardan 6GB’tan çok miktara çıktığını beyan etti.

Hindistan’ın en geniş hücresel şirketinin, Vodafone Grubu PLC Yan Grubu, dediğine göre anlaşılan o ki yeni kullanıcılar data kotasını kavramadı ve bu sebeple şirket onlara saati 25 cent’ten daha az bir ücretle sınırsız data satın alma tercihi sunmuş bulunmakta. Vodafone Hindistan Reklam Başkanı Sandeep Kataria “Bugün seyrin başladığı yer artık görünen o ki sosyal mesajlaşma, YouTube ve eğlence uygulamaları; e-posta ya da sosyal medya değil. Beş yıl önce tam tersiydi.” dedi.

Ani İlgi

App Annie’ye göre bu yıl hazirandan bu yana Hindistan’da YouTube kullanımı iki katına çıkarken, Gmail kullanımı %15 düştü. Amerika’da aynı zaman diliminde Gmail kullanımı %13 artmışken YouTube büyümesi %48di.

Facebook’un WhatsApp Messenger servisi en büyük iki pazarının Hindistan ve Brezilya olduğunu beyan etti. İnterneti e-posta ya da sosyal medya haricinde kullanan çoğu için internetteki ilk durak haline gelmiş durumda. WhatsApp Başkanı Neeraj Arora, WhatsApp fırsatı erkenden gördü ve çalışanları hizmetlerinin onlarda da çalışmasını sağlamak için Hindistan ve diğer büyüyen pazarlardan evlerine piyasadaki pek çok farklı çeşitte akıllı telefonla dolu bavullarla döndü, dedi.

Facebook Hindistan’da ücretsiz Wi-Fi noktalarına sponsor olmuş durumda. Menlo Park merkezinde, geliştiricilerin yavaş bağlantıyı ve yavaş bağlantıda Facebook’un nasıl çalıştığını tecrübe edebilecekleri “2G Salıları” var. Gelişmekte olan pazarlar için daha hafif versiyon bir Facebook inşa edilmiş. Facebook Hindistan’da 200 milyonu aşkın aktif kullanıcısı olduğu söylüyor, Amerika dışındaki en yüksek sayı.

Çevik Rakipler

Küresel teknoloji uzmanları, çevik rakiplerin daha az varlıklı ve eğitimli web sörfçülerine hizmet sıklıkla ilk sunan olduğu, gelişmekte olan pazarlardaki yerel rekabeti izliyor.

Google’ın Bay Sengupta’sı, gelişmekte olan öncüler “yerel ihtiyaçlara cevap veren servisleri ve uygulamaları inşa ederken internetin geleceği için ürünler geliştiriyorlar” diyor. “Gelecek nesil küresel teknoloji şirketlerinin sanki Silikon Vadisi’ndenlermişçesine Bangalore ya da Ho Chi Minh şehrindeki bir yerel kahve dükkanı gibi ortaya çıkma ihtimali yüksek.”

Buna Bay Singh’in telefonundaki uygulamalar da dahil. UC Browser, Alibaba Group Holding Ltd.’in UCWeb’i; Hindistan fakirlerinin kullanımı düşük hızlı bağlantılar için daha az veri kullanımına optimize edildi. StatCounter araştırma firmasına göre, Amerika ve Avrupa’da pazar payı %1’den az olan UC Browser, Hindistan’ın mobil tarayıcı pazarının %40’ından fazlasını kontrol ediyor.

Çin’in Lenovo Grubu’ndan bir uygulama olan SHAREit, çevrimdışı halde arkadaşlarının telefonlarına müzik ve film paylaşma imkanı sağlıyor, çevrimiçi olmanın maliyetinden kaçınmak isteyen fakir kullanıcılar arasında popüler. MX Player çevrimiçi videoları çevrimdışı izlemek için depolama sağlıyor. Hindistan’da popüler diğer bir uygulama ise Babajob, yakın zamanda Quikr India Pvt. Ltd. tarafından satın alındı, şoför, hizmetçi, bahçıvan gibi aylık 200$’dan az maaşlı temel mevki meslekler için iş ilanı sağlıyor. Ses ile çalışabilen basit bir arayüz kullanıyor. Şirketin kuruculardan biri olan Vir Kashyap, iş arayan sekiz milyar kişiye ve 500,000 işverene ulaştı, dedi.

Buna karşılık, LinkedIn Corp., Hindistan'daki üst düzey işlere odaklanıyor ancak LinkedIn Hindistan'ın başında bulunan Akshay Kothari, mavi yakalı işçilerin iş bulmalarına yardımcı olacak yollar araştırdıklarını söylüyor. Şirket LinkedIn Lite uygulamasını piyasaya sürdü, 2G telefon kullanan insanların da kullanabileceği daha az veri ağırlıklı bir uygulama, “çünkü bağlantı kurabilirlik ve teknolojinin iş arayanlara engel olmamasını sağlamalıyız”.

Google, Hindistan'da belirli aramaların görünümünü değiştirdi. Yerel yıldız bir kriket oyuncusunu arayın, sonuç listesinin tepesi uzun link listeleri yerine fotoğraf ve video ile dolup taşıyor. Google’ın YouTube yapımı uygulaması Hindistan’da kullanıcıların videoları doğrudan paylaşabilmelerini kolay hale getiriyor –data ücretlerinden ve yavaş internet hızından kaçınabilmelerine yardım ediyor-.

Beş kişilik bir Google ekibi, geçtiğimiz günlerde Hindistan'ın batısındaki Maharashtra eyaletinde yolculara anket yapmak için uzunca bir tren yolculuğuna çıktı. Proje müdürü Scott Velicer tercüman vasıtasıyla “Yeni müziklere nasıl erişiyor?” diye sordu. “Televizyonda duyduğu şarkıların adını öğrenmekte zorluk çekip çekmediğini sorun.”

Ekip yolculara düşük doğruluklu bir prototip gösterdi: temel olarak kağıda basılmış farklı uygulama ve talimatlar içeren telefon ekranları. Ekip sonrasında Lonayla İstasyonu’nda durdu ve öğrenilenleri görüştü. Bay Velicer “Buradaki insanlar metni okumuyorlar, bu yüzden simgelerin kolay anlaşılabilir olması gerekli.” dedi.

Apple üretici ile sözleşme yaparak telefonları yerel olarak monte etmek, daha büyük bir perakende şebekesini devreye sokmak ve Hintlileri hedefleyen uygulamalar için geliştirici destek yatırımı ile iddiasını Hindistan’da yükseltmiş durumda. –Android telefonlar için de uygun – Apple Müzik’i Amerika’dakinden daha düşük fiyatla sunmaya başladı.

Geçtiğimiz yıl Hint bankaları, basit bir kayıt sürecinin ardından teknoloji bilgisi az kişilerin ödemelerini yapmasına ve hesaplarından telefonları vasıtasıyla para aktarmalarına imkan sağlayan bir mobil ödeme sistemi ortaya koydu. Paytm’in, Hindistan’daki en büyük mobil para uygulaması, Hindistan’da şu an 200 milyondan fazla kullanıcı mevcut, Hindistan’daki kredi kartı sahibi sayısından çok daha fazla.

Paypal, uluslararası işlemler için Hindistan’da en popüler servislerden biri ancak iç piyasaya yönelik bir ödeme sistemi ortaya koymadı. PayPal Holdings Inc. bir iç piyasa servisi başlatmayı planladıklarını, engin tecrübelerinin ve daha iyi teknolojilerinin arayı kapatmalarına fayda sağlayacağını söyledi.

Bazı fakir kullanıcılar, ön ödemeli karta para yetirmek için  sigara gibi şeylerin tüketiminden vazgeçmek anlamına dahi gelse, data için ödeme yapmaya istekli. Telefonları için kenara daha çok para koyan bazı müşteriler için Nestlé SA gibi şampuan ve bazı abur cubur üreten şirketlerin satışları yön değiştirdi.

Yeni Delhi istasyonunda yeni mevcut olan internet erişiminin çarpıcı etkisi, az yerde var. Yarım milyondan fazla insan standart taşıma ücretlerinin ilan edildiği levhaların arasından istasyonun yollarını aşındırıyor: “40 kiloya kadar bagajlar 60 Rupi(94 Cent)”. İstasyonun 1000’den fazla hamalı taksilere akın ederek ve hareket halindeki trenlere atlayarak bağırıyorlar: “Hamal, hamal, hamal.” “Hamal Barınağı” tabelası olan garaj boyutunda bir yapıda 30 Rupi’ye roti (bir çeşit ekmek, gözleme/bazlama) ve dhal (bir çeşit mercimek yemeği) yiyebilir, şekerleme yapabilir, kart oynayabilir ve birkaç eşyalarını kilitleyebilirler.

Amerika ve Dünya’ya Karşı Hindistan

Çoğu hamal hâlen akıllı telefonların ve internetin yalnızca varlıklı ve okur yazarlar için olduğunu düşünüyor. “İnternet bizler için değil. Bizler eğitimli değiliz, bizler böyleyiz” diyor hamal Sajid Khan, parmağını yavaşça kağıda basarak bu şekilde belgeleri nasıl imzaladığının mimiğini yapıyor.

Fakat hamalların büyümekte olan bir azınlığı 2015 yılında istasyon ücretsiz Wi-Fi sunmaya başladığından beri ucuz akıllı telefonlar kullanarak çevrimiçi oluyorlar. Birisi, şimdi VidMate adlı bir uygulamayı kullanarak dini şarkıların videolarını indirmek için web'i kullanmasını övüyor. Bir diğeri, telefonunda Indian Train Locator Live adlı bir uygulamayı kullanarak trenin ne kadar ilerlediğini izlediğini açıklıyor.

Bay Singh evde kaydedilmiş mesajları WhatsApp aracılığıyla arkadaşlarına ve ailesine göndermek için her sabah erkenden istasyona gittiğini söyledi. “Köydeki herkes iyi mi? Kimse öldü mü?” diye soruyor telefonuna. Kaydedilmiş cevaplar gün zarfında geliyor.

Gün boyunca YouTube, Google ve MX Player ile gösteriler ve klipler için interneti köşe bucak arıyor. YouTube’da bir sesli arama başlatıyor. Hintçe “Rajasthani yerel şarkıları kadın söylüyor” dedi ve çıkanları görmek için ekrana baktı. Geceleri izlemek için günde 20’den fazla klip indiriyor, gecelediği yere döndüğünde klipleri diğer beş hamalla paylaşıyor.

“Hayat daha iyi hale geldi. Hayat daha hızlı hale geldi. Keşke daha önceden buna sahip olsaydık, bu kadar geri kalmazdık.” dedi.


çeviri
Dualist Dergi sayı 1'de yayınlanmıştır.